Religion og sufisme

111 Hâtira Serisi İki Cihan Gunesi Efendimizin en yakininda bulunmus yol arkadaslari, can yoldaslari… Birbirinden degerli bu uc kitapta, resid halifelerin semailini, kisaca hayatlarini ve ozenle secilmis hatiralarini bir arada bulacaksiniz… Kalplerimizde taht kurmus guzel insanlarin hatiralari bu kadar yalin anlatilmamisti.. Mesajlari bu netlikte ummete aktarilmamistir.

Prof. Dr. Ali Kose, din sosyolojisi konusunda dunyaca taninmis meslektaslari Peter Berger, Rodney Stark, Harvey Cox, David Martin, Robert Bellah, Conrad Ostwalt, Daniel Bell, Grace Davie ve Karel Dobbelaere’i bir araya getirdi.

Aydinlanma caginin dusunceleri , insanligin modernlestikce dinden uzaklasacagini ve dinlerin eninde sonunda olecegini dusunduler. Hatta bunun icin zaman bicenler bile oldu.

Aslinda bu ongoru bilimsel bir tahmin degil, ideolojik bir temenni idi. Yani tezin ardinda „boyle olmalidir!‟ imasi vardi. Ancak insanoglunun inanma istegi sona ermedi, hatta dinsel pratiklerde yukseliş gozlendi.

Bugun Hıristiyan dunyasindaki kiliseler arasinda en guclu olanlar, sekulerlesme surecine en cok direnc gosterenler; Evanjelizmin yukselisi ortada. Vaktiyle, kutsaldan kopma macerasının motor gucu olacagi  varsayilan batili orta siniflar, her gecen gun Uzakdogu inanclarina ve yeni dini hareketlere meylediyor.

İnsanlik tarihinde inancin tum izlerini silmeye yonelik belki de en guclu sistematik tesebbusun gerceklestigi eski Sovyet havzasinda Aziz Vladimir, Karl Marx’ın saltanatina kisa surede son verdi.

Japonlarin geleneksel Sinto mabetleri hic de itibar kaybetmedi. İslam cografyasinda ise kutsal zaten sahayi hic terk etmedi, bircok dirilis hareketine hayat verdi. Yani aslinda kutsal hic gitmemisti.

Tuhaf! Varla yok hic bir olur mu?

Ornegin ben simdi varim, yarin yok olacagim. Bu ikisi arasinda fark yok mu?

Deli, basini cevirdi. Kahkahayi basti:Vay! Sen varsin ha?! Acaba var misin?

Ruh ve madde âlemi arasinda varligin hakiki manasini arayan Raci’nin yolu nihayet bir gun, mezarliktaki kucuk kulubesinde yasamini surduren Aynali Baba ile kesisir.

Benligini Suphe ejderhasina teslim etmek uzere olan Raci’nin kafasindaki sis perdesi, bundan sonra yavas yavas dagilir ve bizleri tadina doyamayacagimiz heyecanli bir yolculuga cikarir.

Raci’nin, hayalin derinliklerinde hiclik zirvesinden Zerdust’un diyarina, Kaf ve Anka’ya, oradan da ilahi askin nuruna dogru yaptigi bu manevi yolculukta tasavvuf deryasinin sirlarina dogru kanat cirpacaksiniz.

İslâm’in oncu isimlerinden Bes Râsid Halifeyi, Hazreti Ebu Bekir’i, Osman’i, Omer’i, Ali’yi ve Omer bin Abdulaziz’i, onlarla yakin iliskisi olan pek cok sahabiyi halifelerin atlarinin dilinden anlatan tarihî bir roman.

İnanc esaslari hakkinda vatandaslarimizi dogru bilgilendirmek ve inanc degerlerimizle ilgili aktuel sorunlara ve Baskanligimiza yoneltilen sorulara isik tutmak uzere Din İsleri Yuksek Kurulu ile birlikte Prof. Dr. Bekir Topaloglu editorlugunde yurutulen proje kapsaminda hazirlanan 9 eserin basimi gerceklestirilmistir.

Divan Edebiyati, gecmis kulturumuzun essiz ve engin hazinelerinden biridir.
Divan edebiyatini anlarsak kulturumuzu, neler kaybettigimizi ve neleri kazanabilecegimizi cok daha iyi anlariz. İste bu eser bu konuda tam bir rehber.
„Can Veren Pervaneler‟ unutulmaya yuz tutmus muhtesem mirasimiz Divan Edebiyatini kullerinden yeniden dogurmaya namzet ve okuyan herkese can verecek bir eser…

Hukukcu, yazar, televizyon programcisi, sunucu Hayati İnanc, verdigi konferanslarda bir dantel gibi islediği o yuksek edebiyat dunyamizin sirllarini “Gonulden Gonullere Can Veren Pervaneler” kitabiyla vermeye devam ediyor. Tamamen resimli olarak hazirlanan kitap her biri bir gravur titizliginde sanat eseri tablo ile suslendi. Uzun soze ne hacet, sizi surprizlerle dolu sayfalarla bas basa birakiyoruz.

Sahabi, gonlu iman nuru ile dolu olarak Allah’in Sevgilisini bir kerecik goren, yahut Kâinatin Efendisi tarafindan bir an gorulmus olandir… Bizzat Resûlullah’in: – “Benim ashabim, yildizlar gibidir; hangisine uyarsaniz, dogru yolu bulmus olursunuz!” buyurdugu buyuk insanlar. Sahabi, derecede nebiler ve resullerden sonra insanoglunun en ustun ve en ileri tabakasi oldugu gibi, kendi icinde de derece derece ve tabaka tabaka… Onlar, Kâinatin Efendisi tarafindan hususi bir olcu ile kendilerine tayin olunan mertebelerle birbirinden mumtaz olmuslardir, ilk Musluman olan Sahabe-i Guzîn, sonrakilerden mumtaz olduklari gibi; Hulefa-i Rasidîn, Bedir muharebesine istirak eden mucahitler, On Cennetlikler ve “Biat-i Ridvan” ehli, sira ile birbirinden ustun sayilmislardir. Lâkin sahabi olmak hususunda beraberdirler…

Gunumuze dair bazi meseleler hakkinda Kur’ân ayetlerinden damittigi kiymetli dersler iceriyor. Ayetlerin sadece mesajini degil, ayetlerde gecen ifadelerin dil ozelliklerini de laf arasinda aktariyor. Kelimelerin anlamlari, anlamlar arasindaki hos nuanslar, bunlarin ayetlere kattigi derinlik ve zenginlik… Butun bunlar, okuyucuyu hem anlatilan konuya hem de bir butun olarak Kur’ân’in harikulâde uslubuna yaklastiriyor, isindiriyor.

Feminizm, kadin sorunlari icin evrensel bir cozum oldugu iddasinda. Kadin ve cinsiyet konusunun konusuldugu kavramlarin tekelini de elinde tutuyor. İlahiyatcilar bile ‘erkek egemenligi’, ‘kadin bakis acisi’ndan din yorumu gibi kavramlari kullaniyor. Halbuki feminizm, Avrupali aklin ve butun bilimlerin sekulerlesmesi tarihi icinde degerlendirilebilir ancak. Yani kadinlar icin „tarihin sonu‟ degil. „Emanet’ten Mulk’e‟ kadin ve cinsiyet etrafindaki konjonkturel soylem ve donusumleri iste bu perspektiften ele aliyor.

Kiskirtici bir basliga sahip bu eser, ülkemizin din psikolojisi üzerine sahip oldugu degerli isimlerden biri olan Prof. Dr. Ali Köse’nin, muhtelif zaman ve zeminlerde kaleme aldigi, aydin-toplum iliskisi temelli yazilarindan olusmakta. Kitabi olusturan metinler, yasadigi topluma, o toplumun inanclarina, yasayis bicimine, olaylari algilamasina, giyim-kusamina… yabanci, hatta düsman olan aydin tiplemesini daha yakindan tanimamiza ve haklarinda tahlil yapabilmemize imkan veriyor.