Alle Bøger

Islam inanc ve ibadet esaslarini ogrenmek her Musluman erkek ve kadinin uzerine farzdir. Soz konusu bu esaslar Islam fikh literaturunde hatiri sayilir bir alani dolduran ilmihallerde ayrintilariyla beraber yer almistir.
Bu ilmihalde, akaid, ibadetler, haramlar ve helaller, aile hayati, ticari ve sosyal hayat da dahil olmak uzere gunluk hayati kusatan butun dini ve fikhi konu ve problemler, dinin asli kaynaklarina ve genel kabul gormus bilimsel metotlara bagli kalinarak gunumuzdeki gelisme ve degisimler de dikkate alinarak hazirlanmistir.
Iki cilt seklinde hazirlanan eser “Islam ve Toplum” basligindaki ikinci cildiyle, “haramlar ve helaller, aile hayati, sosyal ve siyasal hayat, hukuki ve ticari hayat, calisma hayati, Islam ahlaki” konularini gozden gecirilmis yeni baskisiyla okurlarini beklemektedir.

Dinde zorlama yoktur. Cunku zorlama ile iman da olmaz ibadet de. Imana zorlanan insan Mumin Degil, Munafik; ibadete zorlanan insan ise murai olur. Yuce Allah, din konusunda insana baski yapmaz. Eger baski yapsaydi iman etmeyen kimse kalmazdi. Yuce Allah, dunyada insani imtihana tabi tutmustur. Imtihan halinde olan insanin iman ve ibadet edip etmemekte ozgur olmasi gerekir.

Insanoglu var edildigi gunden beri Allah’in birlestirilmesini emrettigi baglari korumak ile mukelleftir. Bu baglar insanin diger varliklarla ve kendisi ile kurmasi gereken baglardir ve dort ana baslik altinda incelenmelidir.

• Insanin kendi nefsi ile iliskisi
• Insanin Allah ile olan iliskisi
• Insanin esya (evren) ile iliskisi
• Insanin insan ile olan iliskisi

Osmanli Devleti’nin son zamanlarinda Bati’da geliserek Islam dunyasini etkisi altina alan ilmi ve fikri inkar cereyanlarina karsilik Islam dunyasinin cesitli yerlerinde ulemanin kipirdanisini gormekteyiz. Filibeli Ahmet Hilmi de bunlardan biridir ve bu eserinde Islam itikadinin temel meselelerine kisa kisa temas etmis, kendi yasadigi devirde var olan suphelere cevap vermeye calismistir.

Ilim, sanat, birlikte yasama tecrubesi ve hosgoru basta olmak uzere cesitli sahalarda insanliga onemli katkilarda bulunmus olan Islam medeniyetinin tarihsel gelisiminin, birikiminin ve guncel oneminin ortaya konulmasi, bir taraftan medeniyetler arasi iliskilerin son derece onem kazandigi, diger taraftan medeniyetler catismasi tartismalarinin yasandigi gunumuzde daha bir onem arz etmektedir.

“Ben ancak guzel ahlaki tamamlamak uzere gonderildim.”
“Din, guzel ahlaktir.”
Hz. Muhammed (sav)

Ahlak, insanin temel niteligidir. Kisilere ve toplumlarga deger kazandiran; onlari guvenilir, itibarli ve serefli kilan guzel ahlaktir. Onun icin de guzel ahlak, basli basina onemli bir degerdir, hatta ibadet kabul edilir. Her toplumun ve kavmin kendine gore bir ahlaki vardir o halde ahlak degisken midir?
Tasavvuf kulturu ve tarihi alaninda onemli bir arastirmaci olan Prof. Dr. Suleyman Uludag, Islam’da Ahlak ve Ahlak Ekollerinde, “Ahlak nedir? Kulturden kulture gore degisir mi? Tasavufun ve felsefenin ahlaka bakis acisi nasildir?” sorularina hem Islami hem de tasavvufi ve felsefî acidan cevaplar sunuyor.

Ahlaki, toplumu ve insani insa eden temel olarak goren Uludag; adabi, tasavvufi terimle edebi, bu temelin süsü olarak tanimliyor. Islam ahlakinin mahiyeti ve esaslari, manevi arinmanin nasil gerceklestirilebilecegi, felsefi ve tasavvufi baglamda ahlak ogretilerinin hangi temeller uzerine insa edildigi gibi konularda ve tum bunlarin insan hayatina nasil yansidigina dair kusatici bir bakis ortaya koyuyor.

Bu akademik eserin icerigi 2 bolumden olusmaktadir.

Yazar kitabinin birinci bolumde Hz. Muhammed (aleyhisselam)’in Genclik Devresi ve Peygamberliginin ilk yillari basligi altinda Hz. Muhammed’in genclik yillari ve yasadigi donemin cahiliye toplumunun o’nu degerlendirmesi, vahiy ve peygamberligi cercevesi icinde gizli tebligden acik teblige olan seruveni ve ilk ayetler ve ilk mu’minleri, devaminda ise Hz. Peygamber’in onderliginde fert ve toplum ile olan iletisimi ve iletisimindeki dili ve ayrica onderin kisilik ozellikleri konu etmektedir.

Ikinci bolum ise umumi durumu ile baslayarak Hz. Muhammed’in Medine devri hayatini ele alir. Bu konu basligi altinda yazar, Uhud, Bedir, Hendek harblerinin, Hudeybiye sulhunun ve Mekke Fethi’nin psiko-sosyal arka planini aciklamaya calismaktadir. Eserin icerigi anlasimasinda yardimci olabilecegi acisindan kitabin ‘Ekler’ kisminda bazi grafik ve tablo/istatistiklere yer verilmis ve yillara gore olaylarin kisa tarih kronolojisi eklenmistir.

Zaman icinde hizla degisen deger yargilari sonucta “iyilik” ve “iyi insan” kavramlarini da etkiledi. Simdi artik, toplumumuzun degisik kesimleri, iyiligi ve iyi insani “kendilerine gore” ve dogal olarak da farkli sekillerde tanimlamaktadirlar. Oysa iyiligin ve iyi insanin degismeyen olculeri ve nitelikleri vardir. Bu eserde 33 hadis-i serif ayrintili bir sekilde ele alinmakta ve Islam’in kime “iyi insan” dediginin ilkeleri ortaya konmaktadir.