Alle Bøger

Hikayenin seyiri kahramanin cocuklugu ile baslar, ruya ile olaylar dizisiyle devam eder. Kalp ile akil arasinda gecen savasin ardindan bir ask hikayesi olarak son bulur. Yazarin cok akici bir dil ile yazdigi dialoglarda, guzel tespitlerin yer verilmesiyle birlikte, okurun hayal gucune birakilmis bosluklar var , bunlari doldurmak icin yazar okuru eserini okumaya davet ediyor.

Yazar Kitabini su cumle ile baslar.

“Ama oykunmekle, inanclari davranislari farkli uluslara gore duzenlenmis kurumlari almakla, onlarin aynisini kurmakla, ulusal birlesime varmak mumkun muydu? ”

Paris, Bruksel ve Roma’ya yaptigi gezinin notlarini iceriyor. Bati Notlari’nda Nuri Pakdil, tarih bilincine sahip Musluman bir yazarin bakisiyla Bati’yi, Bati toplumlarini elestirel bir gozleme tâbi tutuyor.

Sunuş yazısında, şöyle deniyor:

“Yalnizca izlenimlerimi degil, Bati’nin bende yaptigi cagrisimlari da yazdim. Sunu da belirteyim: Bilinen gerceklere yeni bir sey eklenmedi. Ama bunlarla, uygarlik sorunlarimiza az cok deginiliyorsa, bu gerceklerin surekli yazilmasi ve uzerinde dusunulmesi zorunludur. ”

16. Yuzyilda Bir İstanbul Turuna Cikmaya Hazir Misiniz?

16’nci yuzyilin sonlarindaki İstanbul yasamini konu ediniyor. Kitaptaki olaylar, 1591 yilinin bir kis gununde basliyor. Romanin baskahramani ise evli ve iki cocuk annesi olan, Sekure adindaki guzel bir kadin olarak okur karsisina cikiyor.

Kocasinin savasa katilmasi uzerine iki cocugu ve babasi ile birlikte yasayan Sekure, artik hayatinda kendisine arkadaslik edecek baska birinin olmasini diliyor.

Bu esnada da kocasinin kardesi Hasan ve kendi kuzeni Kara arasinda gelgitli bir ruh hali icinde surukleniyor.

Sekure’nin babasi Zarif Efendi, bir nakkaş olup gecimini saraydan istenen islerle sagliyor. Ve bir gun padisah, ona bir kitap vererek bu eserin gizlice islenmesini istiyor.

Doneme gore sakincali bir is olan bu gorev, cok gecmeden Zarif Efendi’nin olumuyle sonuclaniyor. Babasinin bir dusmanlik katline kurban gitmesi uzerine Sekure, cocuklariyla beraber kuzeni Kara’nin evine yerlesiyor.

Ancak babasini Kara’nin olduruldugunu zannederek ona dusmanca bir tavir takiniyor. Bir sure sonra, babasinin Kara degil de hic beklemedigi biri tarafindan olduruldugunu ogreniyor.

Bir yasindan, yirmi yasina kadar her çocuk, bence zevkle okunmaya deger merakli bir kitap; karsisinda uzun uzun, hayran hayran dusunulecek bir bilinmeyenler alemidir.
Yirmi bir yildan beri bu kitaplari yaprak yaprak, satir satir okumaya ve anlamaya calisiyorum. Fakat hala “Cocuk” adli kitapta anlayamadigim, sokemedigim cumlelere rastladigim olur. Bu itirafimdan sonra, okuyucularim bu eserde, tecrübelerin belki hakli; fakat herhalde soguk ve tatsiz gururunu elbette aramayacaklardir.
Hayir, sevgili okurlarim, elinizdeki kitap, agirbasli, psikolojik bir eser olmak iddiasinda degildir. Buna bir “hikaye kitabi” da denilemez. Cunku icinde bir damlacik hayal bulamayacaksiniz.
Ben bu kitapta, sadece gorduklerimi ve duyduklarimi -isittiklerimi degil, hissettiklerimi- sunuyorum. O kadar cok sevdigim “Kucuk Dostlarimi”, daha dogrusu binlerce kucuk dostumdan, rastgele birkacini okurlarima da tanitmak istedim.

Hayatimizda kaybolan seylerin ardindan duyulanuzuntu ile yeniye karsi beslenen istiyaktir. İlk bakista birbiriyle catisir gorunen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birlestirebiliriz. Bu sevginin kendisine cerceve olarak sectigi sehirler, benim hayatimin tesadufleridir. Bu itibarla onlarin arkasinda kendi insanimizi ve hayatimizi, vatanin manevi cehresi olan kulturumuzu gormek daha dogru olur.

Bazi devletler, halk olarak korkunc krizler gecirir ya da tumuyle perisan bir hale duserler. Bazi uluslar ise hayatlarina iyi bir duzen kazandirilar. Bu misallerin her ikisi de sadece devlet adamlari, bakanlar, milletvekilleri icin onem tasimaz; ulusun her bir uyesini de ilgilendiren meselelerdir. Ister beyin gucuyle, ister kas gucuyle calissin; butun erkekler, kadinlar, yaslilar, gencler, kentliler, koyluler, hep bu sorunlari dusunmelidir.

Bir Degirmendir Bu Dunya, siirlerinden, ani yazilarindan ve hikayelerinden tanidigimiz Zarifoglu’nu baska bir acidan tamamlamaktadir. O herkesin entel takildigi bir zamanda cevresindeki merakli insanlara, dostlarina, okuyucularina ilmihal okumayi tavsiye ediyordu. Namazlarin tadil-i erkan uzere kilinmasini, gece namazlarina kalkilmasini, hanimlara iyi davranilmasini, cocuklari adam yerine koyarak karsimiza almamizi, yollarda zikirle yurumemizi telkin ediyordu. Daha dogrusu musluman olarak yetismemiz icin elinden geleni yapiyordu. Hem cocuklar icin yapiyordu, hem de buyukler icin.
Bu kitaptaki yazilara, kendi yataginda sessiz, sakin ve icten ice maverai ugultularla akan bir nehrin zaman zaman cosup kabarmasi olarak da bakilabilir.