Islam Felsefesi Tarihi 1
Düsünce tarihi, bir anlamda insanligin tarihidir. Insanligin ortaya koydugu medeniyetler, bu düsünce ve felsefe birikiminin
verimli neticeleri olarak ortaya cikarlar. Hakim ve baskin görüs olarak ileri sürülen tez; maalesef felsefe ve hikmetin kaynagini sürekli Bati’da, daha dogrusu Antik Yunan’da arama cabasi icerisindeki anlayistir. Son yillarda bu “dogmatik” tabu, artik yerini daha bilimsel bir temelle hareket eden baska görüslere terk etmektedir. Artik bir kisim Batililarin da söyledigi gibi, Hint, Misir ve Babilliler’in tefekkür birikimi, Antik Yunan’i besleyen en önemli kaynak durumundadir. Islam felsefesine gelince; Müslüman Hakimler/filozoflar, Kur’an ve Sünnet’in hikmet külliyatindan alabildigince beslenmis ve arkasindan Antik Yunan, Iran-Sasani ve Hint felsefe kaynaklarindan kapsamli bir sekilde yararlanmis ve nihayetinde özgün bir felsefe insa etmislerdir. Bunu gerceklestirirken de Bati’daki türdeslerinin aksine, referans kaynaklarini gizlememis ve böyle bir “kompleks” icerisine de düsmemislerdir. Ortaya cikan Islam Felsefesi, düsünce tarihinin yaklasik dört bes asir hükümranligini üstlenerek hem Bati’yi hem de Dogu’yu etkileme kapasitesine sahip bir felsefe gelenegini, tartismasiz bir sekilde insanliga sunmustur. Felsefe ve akli düsünce alaninda ulasilan birikim ve külliyat, Islam dünyasina “altin cagi”ni yasatmistir. Bunun neticesi, –Gazzali’ye kadar dönem icin söyleyecek olursak- Bagdat merkezli Abbasi Medeniyetinin uygarlik sahasina cikmasi ve gelisimi olmustur.
Forfatter |
Kolektif |
---|---|
Forlægger |
Grafiker Yayinlari |
80,00 kr. inkl. moms
5 på lager