Türk edebiyatı

Orhan Pamuk’a ilk ununu getiren bu buyuk roman Istansbullu bir ailenin yetmis yillik seruvenini hikaye ediyor. Yazarin “Ulke, Aile, Roman” uzerine sonsozuyle…
Nisantasli bir ailenin 20. yuzyilin basindan itibaren uc kusak boyunca seruvenlerini anlatan bu kitap ev iclerinin renklerini, zamanin akisini, gunluk siradan konusmalari akilda yer eden kahramanlar araciligiyle saptarken, okura geleneksel romandan alinacak hazlari butunluguyle veriyor. Abdulhamit doneminin son yillarinda, Istambul’un ilk Musluman tuccarlarindan kucuk dukkan sahibi Cevdet Bey’in tutkusu, hem islerini buyutmek, zenginlestirmektir hem de “Batili anlamda” cagdas, modern bir aile kurmak. Koku tasraya uzanan geleneksel ailesini bir yana birakarak bu isteklerini gerceklestirmeye girisen Cevdet Bey’in ve ogullarinin hikayesi, bir anlamda modernlesme ugrasi icindeki Turkiye Cumhuriyeti’nin ozel hayatinin da hikayesidir. Ev iclerinin, yeni apartman hayatinin, Batilasayan buyuk ailelerin, Beyoglu’na cikip alisveris etmelerin, radyo dinlenen pazar ogleden sonralarinin dikkat ve sevgiyle anlatildigi bu panoramik roman, Orhan Pamuk’a hak ettigi unyu getiren olgun bir ilk kitaptir.
“Pamuk adeta okurun elinden tutup onu kendi dunyasinda dolastiriyor, birbiriyle gecen sahnelerle, karsilasmalarla ve konusmalarla her seyi en ince ayrintisina kadar cozumluyor.”
FRANKFURTER ALLGEMEINE

Aziz Nesin Yasar Ne Yasar Ne Yasamaz’i once radyo oyunu olarak yazdi. Kazandigi buyuk basari ustune sahne oyunu haline getirdi.

Israrlar uzerine senaryonusunu yazdi; cogu tiyatrocudan oldugu gibi, bu kez de filmciden telif hakkini alamadi.

Bir haftalik gazetede cizgi romani yayimlandi. Ardindan televizyon senaryosunu yazdi. Okurlarin istegi, cevrenin baskisi artinca sonunda Yasar Yasamaz, su an elinizde tuttugunuz roman oldu.

Turkiye’nin guzel mi guzel, yoksul mu yoksul bir koyudur Karatas. Kara Bayram da bu koyun yoksullarindan biridir. Babadan kalma tek odali bir evde yasar, iyi huylu karisi, uc yavrusu, bir de evinin diregi anasi Irazca’yla. Dertli kadindir Irazca, yaslidir. Ama dislidir bir o kadar da. Kendi yaglariyla kavrulup giderlerken, bir gun huzurlari kacar. Muhtar Cimbildak Husnu’nun kayirdigi Haceli evlerinin onune ev yapmaya kalkisir cunku. Tabii Irazca diklesir; kizilca kiyametler kopar koyde ve kasabada, gelmedik kalmaz baslarina…Koy yerindeki kucuk hesaplari, bu hesaplarin pesinde kosan firsatcilari, onlarin siyasetteki, burokrasideki uzantilarini ve o zalimlerin ezmek, yok etmek istedigi aydinlik, guzel insanlari anlatiyor.