Børnebøger

80 gunde dunya turu yapabilecegini idda eden Bay Fogg, Arkadaslari ile iddaya girer. Bay Fog ve usagi Passepartout hemen yola cikarlar. Ayni gunlerde bir banka soygunu yapilir. Olayi arastiran Dedektif Fix, Bay Fogg’dan suphelenmektedir. Dunya turunun zorluklarina bir de Dedektif Fix’in takibinin yol actigi zorluklar eklenir.

Bay Fogg’un basina gelen talihsizliklere ragmen direnisi, okuyucuyu hayret icinde birakir. Sonuc, her seye ragmen azmin zaferini gosterir niteliktedir.

Ac Tirtil

Pazartesi gunleri 1 elma,

Sali Gunleri 2 kocaman armut,

Carsamba Gunleri 3 erik,

Persembe gunleri 4 cilek,

Cuma Gunleri 5 portakal tadinda…

Cumartesi gunleri ise birbirinden leziz 10 farkli yiyecege bedel.

Pazar Gunleri mi?

Pazarlari guzel bir kitap okumanin tadini tarif edilemez diye tarif eder Ac Tirtil.

Eserde siir ve düz yazi olarak islenmis masallar ve iki perdelik bir manzum piyes olan „Alparslan ve Malazgirt Savasi‟ yer almaktadir.
Keloglan, Tembel Ahmet, Kugular, Nar Tanesi, Kesis Ne Gördün?, Pekmezci Anne, Yilan Beyle Peltan Bey düz yazi masallaridir.
Manzum-masallar olan Kolsuz Hanim ile Kücük Hemsire’yi Gökalp, „Yeni Hayat‟ kitabinda da kullanmistir. Deli Dumrul ile Aslan Basat ise Dede Korkut’un siirlestirilmis bicimidir.
Altin Isik, Türk cocuklarina tarih bilinci vermek, onlari mazilerine yöneltmek ve milli degerlerimizi sevdirerek onlarin milliyetciler olarak yetismelerinde ilk adimi atmalarini saglamak icin hazirlanmis bir Türk masal kitabidir.

Turk tarihi ve İslam tarihinden ibretli, gurur verici parcalar…

Peygamber Efendimizin mucizelerinden Hz. Omer’in adaletine, Harun Resit’in hak dostlarina olan buyuk hurmetinden, Meliksah’ın merhametine; kusatma altindaki Kanije kalesi komutani Tiryaki Hasan Pasanin yaptigi dâhiyane savunmadan, Osman Paşa’nin kahramanca Plevne savunmasina, kendisine kurulan haince suikast planini ogrenen Osman Gazinin zekâsiyla dusmani alt etmesinden, Selehaddinî Eyyubi’nin adaletli yonetimine, Nusret Mayin Gemimizin Canakkale Bogazina doktugu mayinlarla düşman gemilerini bogazin derin sularina g0musunden.  Maraslilarin isgal kuvvetlerini kahramanca bir mucadeleyle sehirlerinden kovmasina kadar sanli tarihimizden daha pek cok altin yaprak…

Orman halki gur ve uzun saclariyla meshur. Nohut Adam ise orman halkindan cok farkli.

Onun hic saci yok. Tas gibi gobegi, kisa kollari ve gozluklerinin arkasina gizlenen masmavi gozleri var. Onu kendilerinden farkli gorenlerden, aynalardan ve bir turlu barisamadigi gorunumunden kaciyor.

Kendi tasarladigi ve kulaklarini disarida birakmayacak sekilde kafasini orten sapkalarin altina saklaniyor. Nohut, daha once kimsenin gormedigi guzellikte sapkalar tasarladiginda orman halki onu fark ediyor. Tabii o da kendi guzelligini…

Farkliliklara karsi sayginin ve hosgorunun onemini vurgulayan Nohut Adam, “zorbalik” kavrami uzerine dusunduren kalpleri isitan bir hikâye…

Cemal Sureya’nin Çocukça dergisinde yazdigi 12 kucuk seruven. Unutmayin, en guzel halimiz, guler halimizdir.

Once, kaplumbagalarin sozcusu konustu:
— Su uzun agaclardan yapacagimiz gemiyle bu karanlik ormandan uzaklasalim.
— Ekili tarlalara gidelim, dedi tarla faresi.
— Kafdagi’na dogru yola cikalim, dedi kanatli karinca.
Tilki, oturdugu curuk kutugun ustunden seslendi:
— Kus olup ucalim.

Butun hayvanlar tilkinin onerisini cok begenince, koro halinde, kuslar gibi ucmaliyiz, diye bagirdilar.
Aslan, ‘Cok guzel bir dusunce bu, tilkiyi desteklemeliyim,’ diye gecirdi icinden.

Butun gozler aslanin uzerindeydi. Aslan once kukredi. Sonra Kararini acikladi:
— Tilkinin gorusunu benimsiyor ve hepinize kuslar gibi ucmayi emrediyorum.

Ormanda okul basliyordu ama Minik Rakun okula gitmek istemiyordu. Onun korkularini yatistirmak isteyen Anne Rakun, “Avucundaki Opucuk” adini verdigi aile sirrini yavrusuyla paylasti. Amaci, dunyasi ne zaman birazcik korkutucu hale gelse, onu cok sevdigini hatirlamasini saglamakti. 1993 yilindaki ilk basimindan beri insanin icini isitan bu kitap, cocuk klasikleri arasindaki yerini alarak ozellikle de okula, yuvaya baslamak ya da bir kampa gitmek gibi ayrilik anlarinda, milyonlarca cocugun ve velinin yasamina dokunmustur. Cok sayida yuva ogretmeni bu oykuyu ilk gunde okumayi sever.

Dostlugun isigi korkulari yener.

Kucuk tavsan bir geceyarisi uyandi. Karni cok acikmisti ama karanlik ormanda yiyecek aramaktan biraz korkuyordu. Pembe burnunu oynatarak caresizce havayi koklarken bir citirdi duydu, ardindan parlak bir isik gordu. Gecenin kocaman lambasi Ay miydi bu? Yoksa onun da mi uykusu kacmisti?

Kurbaga ve Murbaga, iki arkadastir; hem de harika iki arkadas!

İyi huylu Kurbaga ile her zaman endiseli Murbaga birbirlerini tamamlar.

Onların oykuleri ise sasirtici oldugu kadar da keyiflidir; hem de ne keyifli!

Kurbaga ve Murbaga her zaman birlikte.

Bu bes mukemmel hikâye cicekler, kurabiyeler, cesaret, ruyalar ve hepsinden onemlisi arkadaslik hakkinda.

Kocaman resmedilmis bir baba ve onun yaninda minicik bir kiz…

Babam Yanimdayken’de bu baba-kizin hayatlarindan sicacik kesitler sunuluyor.

Birlikte yemek hazirlamak, kitap okumak, sarilip uyumak gibi en ozel anlar, oyku boyunca suluboya cizimlerle resmediliyor.

Babalarin cocuklarinin hayatlarinda oynadiklari bir cok farkli rol, bu sahnelerde yalin ve dokunakli bir uslupla anlatiliyor.

Babam Yanimdayken, yaptigi baba-kiz cizimleriyle kisa surede une kavusan, sosyal medya fenomeni Soosh’un ilk kitabi.

Babalar ve cocuklari arasindaki o sicacik iliski, bu kitapta Soosh’un bakmaya doyamayacaginiz cizimleri esliginde anlatiliyor.

Uc kucuk yaramazin sicacik oyksu, okul oncesi cocuklarin gozdesi olmaya aday!

Kucuk kuzu, oglak ve kopegin mutlu, neseli, oyun dolu bir hayati vardir. En sevdikleri seylerden biri de Baloncu Dede’nin anlattigi yemyesil otlaklari, uzak yerleri, canavara benzeyen kayalari, kocaman dev bulutlari dinlemektir.

Bir gun bunlarin hepsini kendi gozleriyle görmek icin gizlice Dede’nin balonuna saklanirlar…

Kücük bay ve bayanlar tam 17 dilde, 1971’den beri 200 milyondan fazla insanin gülümsemesine neden oluyor.
“Bay ve Bayanlar” tam 22 dilde, 1971’de

„Sevginin buyuklugu nasil ifade edilir?‟
Bu sorunun cevabini merakli bir cocugun renkli dunyasinda kesfetmeye hazir misiniz?

„Beni Ne Renk Sevdin Anne? annesinin kendisine olan sevgisinin buyuklugunu merak eden ve bunun cevabini renklerin dunyasinda arayan merakli bir cocugun oykusu.

Sevginin rengârenk oldugu ve anne sevgisinin bir cocugun hayal dunyasinda  bambaska bir yer aldigini gosteren bu sicacik oykuyu keyifle okuyacaksiniz…

Yasadigin yer artik guvenli degil ise ne yaparsin? Evini geride birakmak zorunda kalsaydıin neler hissederdin? Evet, tamam, cok zor, ama ayni zamanda heyecan dolu bir macera… Upuzun bir yuruyus, merak dolu bir bekleyis… Sen olsan yanina neler alirsin? Yolda hangi oyunlari oynarsin? Birlikte yasamaya dair, sevgi ve empati dolu, ibret verici bir oyku… Cizeri, bu oykuyle Victoria & Albert Muzesi’nin İllüstrasyon Odullu’ne layik gorulmus. Ben Multeci Degilim” adli kitap, savasi  ve gocu, kucukbir oglan cocugunun yolculugu uzerinden anlatiyor. Bu yolculuk, kucuk okurlara ve onlarin ebeveynlerine, ulkesinden ayrilmak zorunda kalan cocuklarin toptanci bir bakisla, yalnizca “multeci” olarak damgalanamayacagini hatirlatiyor.

Herkes zufara resmi cizebilir. Siz de cizebilirsiniz! Moni, resim derslerini cok severdi. Ilginc sekiller cizmeye ve renklerle oynamaya bayilirdi. Fakat bir gun tuhaf bir sey oldu. Moni resim cizemedi. Hem de zufara resmini… Ogretmeni, Moni’yi hayal ettigi her zufarayi cizebilecegi konusunda cesaretlendirmeye calissa da o ikna olmuyordu. Ancak ogretmeninin pes etmeye niyeti yoktu. Tabii Moni’nin de… Peki Moni, zufara resmi cizebildi mi?

Hayal etmenin, kendine inanmanin, azim ve cesaretin onemini vurgulayan “Benim Zufaram Ucabilir”, kendini kesfetmek ve ozgurce hayal etmek isteyen herkesi buyuleyici dunyasina ortak olmaya davet ediyor.

Hic dusundunuz mu, bilim adamlari nasil insanlardir, nasil bir kisilikleri vardir ki insanlik icin durmaksizin calisir, fedakarlikta bulunurlar?
Ve nasil insanlardir ki buna ragmen genellikle hayattayken toplumda hak ettigi sayginligi gormez, hatta kimi zaman olay konusu bile edilirler?
Turkler’in Islam’la tanistigi 8., 9. ve 10. Yuzyillarda Avrupalilar karanliklar icinde iken, Anadolu Medeniyeti felsefe, bilim, sanat, tip, mimari, sehir duzenlemesi gibi alanlarda gorkemli basarilar elde etmishti. Tarihci Martin Kramer’in ifadesiyle “Eger 1000’li yillarda nobel odulleri dagitiliyor olsaydi, nerdeyse tumunu Anadoludakiler alirdi.”
Bati medeniyetine baktigimizda da, cagdas bilimin dogusunun yine arastirma, inceleme uzerine kurulu oldugunu goruruz. “Bilimsel devrim cagi” olarak bilinen 17. Yuzyil, evreni ve dogayi kesfetme niyetiyle arastirma yapan bilim adamlari ile doludur. Bu donemde Ingiltere, Fransa gibi ulkelerde kurulan tum bilim enstituleri, “Evrenin kanunlarini kesfederek onu tanima” hedefine benimsemistir. Ayni egitim 18.yuzyilda da devam etmistir. Newton, Kepler, Copernicus, Galileo, Pascal, Boyle, Paley, Cuvier gibi isimler, bilim dunyasina onemli katkilari bulunan bilim adamlarindan sadece birkacidir.
Iste bu kitapta, tarihten gunumuze kadarki surecteki yasamis olan bilim adamlarinin hayat hikayelerini bulacak; zorluklar karsisindaki kisilikli duruslarina, azimli calismalarina ve sonucunda da goz kamastirici basarilarina taniklik edeceksiniz.

Bir i Ates, inancli bir ailenin, evin buyuk oglu Kenan’in hirslariyla olan buyuk imtihanin hikâyesi. Bugun sana gelemiyorum. Cunku  yuregim kanarken sana gelemem. Yuzume bakinca, yuregimi en iyi sen gorursun. Gozlerimden istrabimi en iyi sen okursun. Belki otuz yil once, bir bayram sabahi, annemin avuclarina kapanip agladigim gibi aglarim bugun… O zaman sen yikilirsin. Hayir! Gorme agladigimi, duyma hickiriklarimi, ben aglayacak bir kose bulurum..

Ali ve Polat adli iki yoksul cocugun, dostluklarinin, paylastiklarinin, sevgilerinin, cesaretlerinin ve vicdanlarinin hikayesini, bu kez onlara en guzel meyvesini sunmak isteyen bir seftali agaci anlatiyor.

Ah su haylaz civcivler yok mu! Isiklar sonup de yataga girme zamani geldiginde, evde kopuyor bir tantana ve basliyorlar hep bir agizdan itiraz etmeye. Ama tum bu sevimli itirazlarin bir anda sonunu getirecek bir sey var…

Uykudan once okunacak kisa bir hikaye.

Uykudan Once Kisa Hikayeler dizisini olusturan kitaplarda, civcivlerimin itirazsız yataga girmesini saglayan en ozel hikayelerimi paylasiyorum sizlerle.ye.

Bulutunu Arayan Su Damlasi’nda bir su damlasinin macerasina eslik ediyoruz. Henuz bir tirtilken tanistigimiz kelebek yavasca gozlerini kapatmak uzere. Onu ugurlarken Ayse’nin gozunden akan bir damla yas, kitabin bas kahramani oluyor.

İstanbul’u fethederek Orta Cag’i kapatan ve Yeni Cag’i baslatan Fatih Sultan Mehmet

Kahramanligi ve bilge kisiligiyle yasadigi zamanin cok otesinden bugunlere ulasmis tarihî bir kahramandir.

Padisahligi doneminde devletinsinirlarini gelistiren askerî dehâsi ve kahramanligi yaninda sair kimligiyle de taninan Fatih Sultan Mehmet, cocuk edebiyatimizin usta kalemlerinden H. Salih Zengin’in elinde masalsi ve destansi bir yolculuga donusuyor.

Gecmise dogru yolculuk yapan bir cocugun gozunden kurgulanan Cag Acip Cag Kapatan Padisah Fatih Sultan Mehmet isimli hikâye kitabi cagdas cocuk dili ve ozgun resimlemesiyle 8 yas ve uzeri tum cocuklarin elinden dusuremeyecekleri bir macera.

Cag Acip Cag Kapatan Padisah Fatih Sultan Mehmet, bu kahraman ve bilge kisiligi cocuklarin daha iyi tanimasi icin gecmisin destansi zamanlarina bir yolculuga davet ediyor.